TASARRUFUN İPTALİ DAVASI

Tasarrufun iptali davası 2128 sayılı İİK‘ nın 277-284.  maddelerinde bahsedilmiştir. Tasarrufun iptali davası, alacaklının yaşadığı hak kaybını önlemek adına, borçluya ya da borçluyla birlikte borçlunun yanında bulundan üçüncü bir kişiye karşı açılan dava türüdür.

Borçlu malları üzerinde henüz tasarruf edebiliyorken, alacaklının alacağını tahsil edememesi için takip şüphesi üzerine borcunu ödememek için mallarını kaçırabilir başka bir deyişle satabilir, muvazaalı bir işlem yapabilir kısaca şüpheli tasarruflarda bulunabilir. Bu gibi durumlarda alacaklının icra veya iflas yoluyla başvurabileceği bir mal bulunmaz ve alacaklı alacağını tahsil edemez[1]. İşte İİK burada alacaklının mağdur durumda kalmaması adına borçlunun takip şüphesinin ortaya çıkmasından itibaren geriye yönelik yaptığı 5 yıl içerisinde ki mal kaçırma saikıyla yaptığı işlemleri ‘’tasarrufun iptali’’ davasıyla iptal eder ve alacaklıyı alacağına kavuşturur.

A.    TASARRUFUN İPTALİ DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

1.     Görev Açısından

Tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Lakin alacaklı ve borçlunun arasında ki borç ilişkisi yani tasarrufun konusu ticari bir ilişkiye dayanıyorsa bu durumda iki tarafında tacir olmasından ötürü görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir[2].  Hukuk genel kurulu görevsizlik kararı verilmiş bir dava dosyası için kararında şöyle bahsetmiştir: ’Gerçekten hem “muvazaa davasında” hem de “tasarrufun iptali” davasında görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmemiş olup genel kurallara göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesinin 1. fıkrası gereğince malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Yine 2. maddenin 2. fıkrası uyarınca HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Göreve ilişkin bu genel düzenlemeler yanında bazı kanunlarda belirli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli bir çeşit uyuşmazlıklara bakmak üzere kurulmuş özel olarak görevli mahkemeler de belirlenmiştir. Bu anlamda uyuşmazlıkla ilgili olması bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz işlerin Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girdiği düzenlenmiştir.[3]’’ Karar ilamından da görüldüğü üzere tasarrufun iptali davası açarken dava konusu alacak eğer TTK’ da geçen bir husustan kaynaklanıyorsa Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerekmektedir.

2.     Yetki Açısından

Tasarrufun iptali davalarında yetkili mahkeme ile ilgili uygulamada sıkça yetki itirazları denk gelmektedir. Fakat unutulmaması gereken nokta şudur ki: Tasarrufun iptali davaları ayni bir hakka değil KİŞİSEL BİR HAKKA dayanmaktadır. Bu sebepten ötürüdür ki ilgili Yargıtay kararında yetki hususuna şöyle değinilmiştir: ‘’İptal davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK’ nın 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Kanunun 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK’ nın 12. maddesinin uygulanma imkânı yoktur.[4]’’  karardan da anlaşılacağı üzere, genel yetki kuralları tasarrufun iptali davası içinde geçerlidir.

B.    TASARRUFUN İPTALİ DAVASINDA TARAFLAR

Tasarrufun iptali davasını hukuki yararı bulunan herkes açabilir. Peki bu dava da hukuki yararı olan kimlerdir? Kimler tarafından açılabileceği 277. Madde de düzenlenmişken kimlere karşı açılabileceği 282. Madde de düzenlenmiştir. İlgili maddelere değinelim:

Madde 277 – ‘’ İptal davasından maksat 278, 279 ve 280 inci maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Bu davayı aşağıdaki şahıslar açabilirler: 1 – Elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan her alacaklı, 2 – İflas idaresi yahut 245 inci maddede ve 255 inci maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hallerde alacaklıların kendileri.’’

İİK 282: ‘’İcra ve iflas Kanununun 11 inci babındaki iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka, kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. İptal davası iyi niyetli üçüncü şahısların haklarını ihlal etmez.’’

İlgili madde metinlerinden de anlaşılacağı üzere, tasarrufun iptali davalarında üç taraf bulunmaktadır. Davacı olan taraf (alacaklı), alacağını takip talebiyle tahsil edemeyen ve elinde aciz vesikası bulunduran alacaklıdır. Davalı taraflar ise, mal kaçırma saikiyle hareket eden borçlu ve borçlunun menkul veya gayrimenkullerini sattığı iyi veya kötü niyetli olan üçüncü bir kişi de tasarrufun iptali davasında davalı tarafın yanında davaya katılmaktadır.


[1] Albayrak, Hakan, TASARRUFUN İPTALİ DAVALARINDA YARGITAY TARAFINDAN KABUL EDİLEN ÖZEL DAVA ŞARTLARI, Ankara Üniversitesi Hukuk Fak. Dergisi sayı:64 Yıl:2015

[2] https://barandogan.av.tr/tasarrufun-iptali-davasi.html E.T: NİSAN 2021

[3] YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2014/17-2389 KARAR NO : 2016/129

[4] YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ ESAS NO. 2016/13377 KARAR NO. 2017/196 KARAR TARİHİ: 19.1.2017 https://www.kararara.com E.T.05/2021

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir